DUYGULAR

Bir zamanlar bütün duygular bir adada yaşarmış. Mutluluk ,üzüntü, sabır ,öfke, korku, kibir, bilgelik ve sevgi ...

Hemen hemen bütün duygular bu adada bulunduğu için adanın ismi Duygu Adasıymış. Adada bulunan duygular günün birinde adayı fark edemedikleri bir yerden yakın bir zamanda sular basacağı haberini almışlar. 

 Başlangıçta bunun onlara yapılmış komik bir şaka olduğunu düşünmüşler fakat daha sonra bu uyarılar gittikçe arttığında ada sakini duygular uyarıları ciddiye almaya başlamışlar. Teker teker adayı terk etmeye başlamışlar. Kimisi son dalıyla kimisi kayığıyla kimisi de yüzerek adadan uzaklaşmaya karar vermiş.





    Fakat sevginin ne kayığı ne de sandalı olmadığından adada mahsur kalmış. Bundan dolayı onu kurtarabilecek birini bulana kadar adada kalmış. Duyguların bir kısmının adadan ayrıldığını gören Sevgi tam da o sırada uyarıda belirtildiği gibi ada'nın yavaş yavaş battığını görmüş.  
    Adının yavaş yavaş battığını gören Sevgi güvenliğini sağlamak için yüksek bir tepeye çıkmış ve orada etrafındaki duygulardan yardım istemeye başlamış.
İlk olarak büyük ve güzel bir yatın içinde zenginliği görmüş. Ona yüksek sesle bağırarak şöyle demiş: 
-Lütfen beni de yanına alır mısın zenginlik?

Fakat zenginliğin içinde olduğu yat tamamen eşyalarla doluymuş ve sevgiye orada kalacak kadar yer yokmuş. Zenginlik eşyaları sevgiye göstererek şöyle demiş:
-Üzgünüm Sevgi seni alamam görüyorsun yatım eşyalarımla dolu senin için yer kalmadı.

Zenginliğin onu alamayacağını anlayan Sevgi hemen arkasında çok büyük bir yelkenlinin içinde kibiri görmüş.
   
  - Kibir, Kibir! Görüyorsun benim adadan ayrılmak için küçük bir kayın bile yok zaten adada batmak üzere lütfen bana yardım et!
- Hayır sana yardım edemem Sevgi üstüm başım hep toz çamur içinde yelkenlimi kirleteceksin.
     
Sevgi bu cevap karşısında çok üzülmüş ve tam üzüldüğün sırada başını kaldırırken üzüntüyü fark etmiş. Bu defa da ondan yardım istemeye karar vermiş.
 
- Seninle gelebilir miyim üzüntü?
- Çok üzgünüm Sevgiciğim ama yalnız gitmeye karar verdim çünkü ben her zaman üzgün olduğum için daha fazla kimseyi de üzmek istemiyorum.

Bunu duyan sevginin üzüntüsü daha da artmış ve başını adanın diğer tarafına doğru çevirdiğinde bir mavnanın üstünde mutlulukla zıplayan bir duyguyu görmüş.
   Bu duygu mutlulukmuş fakat mutluluk o kadar çok mutluymuş ki sevginin ondan istediği yardım çağrılarını duymamış bile. 

Sevgi artık tamamen ümidini keseceği sırada bir ses duymuş ansızın: 

- Yaklaş Sevgi buradayım gel seni ben götüreyim.

 Sevgi mutlulukla sahile koşup yaşlı adamın kendisine seslendiği küçük kayığa binmiş. 
 
  Uzaktan üzüntü ile adaya bakan sevgi adanın sular altında kaldığını görmüş ve onu alan bu yaşlı duyguya defalarca minnettar olduğunu dile getirip teşekkür etmiş.





Sevgi duygu adası'nda daha önce hiç görmediği Bu yaşlı duygu'ya adını sormayı unutmuş.



   Sevgi daha sonra bütün duyguların yeniden yerleştikleri bir adada bilgelik ile karşılaşmış. 
 
Sevgi bilgeliğe onu kurtaran yaşlı duyguyu anlatmış ve bilgelik o duyguyu tanımış.
    Sevgi yaşlı duygu'nun ismini sormuş bilgeliğe:  
- Seni kurtaran tecrübeden başkası değil. Demiş bilgelik. 
- Neden sadece bana tecrübe yardım etti ki?
- Sevginin asıl kıymetini sadece tecrübe almayabilir. Demiş bilgelik.